Tutsak
Kim değil nereli olduğu,
Merakı kuşattı kirpik uçlarımı
Acının menbaıydı gözleri
Vatanı talan bir serçeydi tutsak
Hür dağları zincirli
Kendi göğünü özleyen bir yavru yılkı
Gülümsemesi, sesini kapatışı
Örtüşü o çizik kalbi, eğişi başını,
Buğulu gözleriyle arza nefes aldırışı
Kaçması en ufak köşesine dünyanın
Ki bedeninde kırmızı izler
Biliyor, canını yakan en yakını
Susmuyor fakat,
Karşıma geçmiş bir oyuncağı oynatıyor
Konuşmuyor, konuşturuyor
Sessiz kalsa sorarım biliyor
Öyle sanıyor, benden habersiz,
Kısıyor sesini, babamla geldim diyor
Halbuki kimsesiz
Tutmamış ki elinden onu sürüyen
Kurtulmak olsa kaçar
Yaralı küçüklüğüne bürünür ve uçar
Oysa yok çıkışı,
Sonsuz bir çığ bu prangalar
Dökük çehresinden yayılan masumiyet ışığı
Keşke ben olsam o değil de
Döken bir ömür gözyaşı
Taşına dahi sarılacağı yuvası,
Koşsa da ondan yana
Ben olsam düşen durmadan
Ve üstünde yol aldığı toprağı
Ben olsam
Olmasa o yaralanan
Yorumlar
Yorum Gönder