mesele
Tutup kendimizi oradan oraya vurmanın manasını
oturup uzun masalarda beylik ve kof cümlelerle tartışabiliriz
Biz zor insanlar değiliz
Yalnızca seviyoruz böyle alengirli cemiyetleri
Ve uzun masalarda lüzumsuz meselelerle
Yalnızca seviyoruz böyle alengirli cemiyetleri
Ve uzun masalarda lüzumsuz meselelerle
vakit eğlemeyi seviyoruz naparsın?
Henüz gelişimini tamamlamamış bomboş ceviz kabuklarını yumuşatıyoruz gün be gün
İçi çürük bunca beyni her gün yumuşatıyoruz
Aramak yok aklımızda kendimizi çünkü
Henüz gelişimini tamamlamamış bomboş ceviz kabuklarını yumuşatıyoruz gün be gün
İçi çürük bunca beyni her gün yumuşatıyoruz
Aramak yok aklımızda kendimizi çünkü
o kaliteyi tarihin belli bir döneminde yitirmiş gibi davranıyoruz
Üç maymun işlenmişken akıl kodlarımıza zorlamıyoruz hiç
Gereği kalmamış gibi yapmak en geniş çerçevede bize bir lüküs sunuyor
Niçin bir soru daha doğursun yaşıyor oluşumuz
Hele bir de masanın baş koltuğuna oturtmuşsak kendimizi
Allah! diyoruz ama bir kez ve mutluluktan
Allah o koltuğu bizden almadan aklımıza gelmiyormuş gibi yapmaya yeminliyiz sanki
Kendimizin bile iyi gün dostuyken ne diye sorguluyoruz eli bıçak sırtımızın santimini ölçenleri
Biz seviyoruz böyle saçaklı bucaklı inişleri
İniş ve hapsedilişler en büyük aksiyonumuz şu dayalı döşeli mekanda
Ha bir de fırsatımız olsa dünden razıyız düne geri dönmeye
Dünü özlemek başka biz günahlarımızı örtmek peşindeyiz
Gidip sorsak bir gün tarihin ilk insanına
Bunca düzenbazın varlığıyla kınanmayı
Tüm günahların senedini taşıyor olmayı
Adem olmayı bir sorsak ah!
Çünkü görüyoruz dört kitapta yasaklı her işin bariz tezahürünü
Her türlü eti yiyen, kardeşinin kanına ağzı sulananı
Görüyoruz
Dört kitaptan birine bile amenna diyen normal buluyor bu yaşantıyı
Birbiriyle çelişik bunca ruhsuz kadavrayı
biz görüyoruz
Vasfımız sönük sesimizle birlikte miskin tembeller oluşumuz
Üç maymun işlenmişken akıl kodlarımıza zorlamıyoruz hiç
Gereği kalmamış gibi yapmak en geniş çerçevede bize bir lüküs sunuyor
Niçin bir soru daha doğursun yaşıyor oluşumuz
Hele bir de masanın baş koltuğuna oturtmuşsak kendimizi
Allah! diyoruz ama bir kez ve mutluluktan
Allah o koltuğu bizden almadan aklımıza gelmiyormuş gibi yapmaya yeminliyiz sanki
Kendimizin bile iyi gün dostuyken ne diye sorguluyoruz eli bıçak sırtımızın santimini ölçenleri
Biz seviyoruz böyle saçaklı bucaklı inişleri
İniş ve hapsedilişler en büyük aksiyonumuz şu dayalı döşeli mekanda
Ha bir de fırsatımız olsa dünden razıyız düne geri dönmeye
Dünü özlemek başka biz günahlarımızı örtmek peşindeyiz
Gidip sorsak bir gün tarihin ilk insanına
Bunca düzenbazın varlığıyla kınanmayı
Tüm günahların senedini taşıyor olmayı
Adem olmayı bir sorsak ah!
Çünkü görüyoruz dört kitapta yasaklı her işin bariz tezahürünü
Her türlü eti yiyen, kardeşinin kanına ağzı sulananı
Görüyoruz
Dört kitaptan birine bile amenna diyen normal buluyor bu yaşantıyı
Birbiriyle çelişik bunca ruhsuz kadavrayı
biz görüyoruz
Vasfımız sönük sesimizle birlikte miskin tembeller oluşumuz
Görüyoruz bunu
Mesele uzun masaları şuur şarkısıyla donatmak
Mesele bizi bize anlatmak
Mesele omuz omuza birbirimize can katmak
Mesele zor değil
Mesele olmalı bizim için derin bir nefes almak
Dursak ve sorsak bir gün
Tüm bunları tarihin ilk insanına ah!
Söylesene ey baba,
Mesele uzun masaları şuur şarkısıyla donatmak
Mesele bizi bize anlatmak
Mesele omuz omuza birbirimize can katmak
Mesele zor değil
Mesele olmalı bizim için derin bir nefes almak
Dursak ve sorsak bir gün
Tüm bunları tarihin ilk insanına ah!
Söylesene ey baba,
nedir âlem-i dârda bir Âdem-i cân olmak
Yorumlar
Yorum Gönder