Aşağı

Boşluğa akan çıldırmaklar ardı
iç huzur karmaşasında yiten esareti kibrin
Her küçük sonla buluştuğunda ruhum
Bulurum onu
Bulur ve alırım yanıma
Yanım ki yandı
Yanan ki kaldı bu canda
Eksik bir taştı yarım yüce tabularda
Yarımdı varan o kisraya
Yazık ki tükenmiyor tükenişi vaktin
Zihnim bulanık sularda bir tabula rasa
Küçücük ellerini uzatıyor bir kız çocuğu titreyerek
Yetişmiyor kolum ki tutunup kurtulayım
Elimi uzatıyorum 
Düşüyor gözümden aşağı kız çocuğu 
Elimi çekerken kapıyor iri dişli bir kurt onu
Birer uçurum şelalesiyken göz pınarlarım
Aşağı bakıyorum
en aşağı gözümden
Kayalıklar yuvarlanıyor her ulumasında bir alaca kurdun
Düşüyor kurt şımarıkça ulurken
en aşağı
Korkunç bir gürültü patlıyor yuvarlanırken
aşağı
Biri duruyor tam karşısında bu tüy postalının
Saygı duymayı senden öğrenmedim diyor
Öl!
Ölmüyor ama yaşamıyor da
Karnından bir ses çalınıyor kulağıma
Nefes alan benim
Kurdu sen öldürdün diyor
Ben bunu inkar ediyorum
Titrek bir sesle ona dönerken
Dizlerimi buluyor ellerim
Kurt çoktan ölmüştü güzel yavrum ben seni öldürdüm
Ben seni öldürürken düştüm aşağı gözümden
Biz öldük uzanmadı kimse dönüp bakmadı
Biz öldük güzel yavrum bizdik iten birbirini
en aşağı
Bizdik yiten birbirinden
Sırtıma uzanıyorum ellerim kanıyor 
Kurdun karnı tek dokunuşuyla yarılıyor hançerin
Kız fırlayarak kucağıma düşüyor bu defa
ağlarken kollarım arasına sığınıyor
Ben bana sığınıyor yok oluyorum
Eriyor küçük kız eriyor kollarım
Şiddetli bir yağmur bastırıyor ve toprağa karışıyor tüm varlığım
Çocuk kalbim kalıyor toprak üstünde parçalara bölünmüş
Elle tutulamayacak kadar kor
Elle tutulamayacak kadar toz
Elle tutulamayacak kadar hor
Ne toprağa karışıyor ne yeryüzünde bir yer buluyor kendine
Harı nârından belli bu kalbi kimse tutamıyor 
düşerken
aşağı




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Leyâl-i Girîzân

Bazen

Çünkü